9 Mart 2009 Pazartesi

BİR KOVAN ARIDAN NE OLUR

Merhaba.
Kar, kış, yağış ve seyahatler başladık başlıyoruz derken nihayet bu hafta arıya bakmaya gidebildim. Giderken de acaba ne durumdalar diye günlerdir kafamda olan sorunun yerini bahçeye yaklaştıkça büyük bir heyecan aldı. Bahçeye gelir gelmez hemen kovana bakmaya gittim. Kapıda birkaç arının nöbet tuttuğunu, içeri girmeye çalışan büyük sineklere karşı savunmada olduklarını görüp sevindim. Ayrıca kovan önünde de ömrünü tamamlayıp dışarı atılan arılar vardı. Ancak dikkatimi çeken bir konu da hiç uçuş olmamasıydı. Hava güneşli ve de ılık idi, yağmur da yoktu. Güneş bazen bulutun içerisine giriyor, çıktığında ise hava çok güzel oluyordu. O nedenle uçuş olmaması garip geldi bana.



Kovan örtüsünü açtığımda çerçevelerin üzerinde arılar vardı. Daha sonra da çerçeveleri kontrol edip hem ana arıyı hem de durumu görmek istedim. İlk çerçeveyi aldığımda arıların zayıf olduğunu gördüm. Çerçevenin üzerinde bir avuç arı vardı.











Ayrıca kovanın altında da ömrünü tamamlamış birçok arı olduğunu ve bunların dışarı atılmamış olduğunu gördüm.









İkinci ve üçüncü çerçevede de durum farklı değildi. Arı zayıf ve de hiç yumurta veya yavru yoktu. Çünkü ana arı yoktu. İki kez dikkatlice kontrol etmemize rağmen ana yoktu. Ana olmayınca yumurta yok, yeni yavrular ve yeni arılar yok. O nedenle de arı çok zayıflamış. Demek ki ana kıştan beri yoktu diye düşünüyorum.


Hayyam Abi ile görüştük bu arada. Hayyam Abi istersen arı vereyim götür, o kovandakileri de vereceğim arıyla birleştirirsin dedi. Ancak arının mevcudu nedeniyle bir avuç arı için buna değmeyeceğine ve o nedenle de yapılacak fazla birşey olmadığına karar verdik.
Ayrıca yeni bir ana bulsak ve de ana yumurta atsa bile bu kadar az sayıdaki arı nasıl bakacak yavrulara. O zamana kadar onların çoğu da ömrünü tamamlamış olacak.
Bundan sonra yeni kolonilerle yolumuza devam edeceğiz inşallah.
Bende tek bir arı olduğu için fazla birşey yapma şansı olmuyor. En azından birkaç tane olsa o zaman birleştirme şansı olurdu. Tek bir arı ile bu kadar oluyor.

Dört, beş ve altıncı çerçevelerde bal durumu da gayet iyiydi, onlara hiç dokunulmamış. Bu sefer geçen sene diğer kolonide olduğu gibi “yağma yok”, hemen alıp poşetledik o üç çerçeveyi. Onları yeni alınacak arılara vermek üzere saklayacağız.




Ağaçların da kontrolleri yapıldı bu arada. Bazıları neredeyse çiçek açma aşamasına gelmiş. Sanırım kısa sürede açacaklar.










Bahçemizin kenarından geçen dere de yağmurlar nedeniyle coşmuş adeta. Çocukluğumda yazın bile sürekli akan dere son yıllarda temmuz ve ağustos aylarında neredeyse kuruma safhasına geliyor. Umarım bu sene çocukluğumuzdaki gibi yazın da akar. Suyun artması nedeniyle yatağını da tertemiz yapmış, atılan tüm atıkları götürmüş. Ülkemizde deniz, nehirler ve dereler maalesef çöp ve inşaat atıklarının atılacağı yerler olarak bilinir ve kullanılır. Ancak bundan sonra en ufak birşey atan olursa karşısında önce beni bulacak. Kimse kusura bakmasın ama çevreye ve doğaya zarar veren kim olursa olsun bundan sonra ilgili mercilere müracaat edeceğim.

Tüm arıcı dostlara başarılı bir sezon dilerim.
Saygılarımla,

1 yorum:

Taşkın ÖZŞAHİN dedi ki...

selamalr
bu manzarayı görüp üzülmemek elde değil
olsun
hepimzi böyel hataalr yapıyoruz zaman zaman
bunlar bize tecrübe olacak
başarılar